| Rizky Sabriansyah on Unsplash |
İnanın bende bilmiyorum.
Bugün bir kişisel gelişim kitabı ile ilgili bilgi aratırken, her hafta gelişim ile ilgili notlarını bir yerde paylaş/tut gibi bir cümle görünce, dedim kendi blog sayfamda bir şeyler paylaşıyordum. Ne oldu da yarım kaldı, nerededir şimdi diye bakmaya geldim. Çok boş bırakmışım buraları, halbu ki güzel bir motivasyon ile yola çıkmıştım.
Neredeyim ben şimdi? İnanın bende bilmiyorum.
Manevi düşüncelerim çok güçlüydü önceleri. Zira çok sorgulama yapmadan olanı kabul etmek kolaydı benim için, düşünmedim. Sonra bir uyanış geldi, fark etme durumu. Neden böyle, niçin şöyle gibi. Ve okumaya başladım, araştırmaya. Sorular sormaya ve onlara yanıt bulmaya. Daha az cevap ve daha çok soru ile halen o yolda ilerlemeye çalışıyorum.
O yolun neresindeyim, inanın asla bilemeyeceğim.
Sonraki dünya algısı da değişti benim için, hatta allak bullak oldu. Bir simülasyon olduğuna dair düşünceler bile geçti aklımdan. Herşey kendi yazdığım bir hikayenin parçası, kendi kendime oynadığım bir oyun, sanal evren, geçici rüya. Beyin hemen mantık aramaya başlıyor, alakasız şeyleri bile kafada birleştirip "işte bak gördün mü kesin bundan ötürü" diyip beni iyice tavşan deliğinin derinliklerine sokuyor.
O deliğin neresindeyim, inanın hiç bilmiyorum.
İş yaşamında da tatminsizlikler, belirsizlikler başladı. Herkes kurt, kimse şirketi ya da işi düşünmüyor; kendini düşünüyor. Arkadan konuşmalar, çelme takmalar, haksızlıklar vs. Çay ocağında kaplan olanlar toplantıda süt kuzusuna dönüşüyorlar. Bunlarla yarışmak bir yana, sindirmek bile benim için mümkün olmadı dostlar. Bildiğimi okumaya devam ettim, yalan söylemedim, kimseyi de arkasından bıçaklamadım. Sonuç; şu an işsizim.
Evet, şu an nerede olduğumu artık siz çözebilirsiniz. İşsizim, kafam allak bullak, maddi manevi kaosun ortasındayım. Ve tüm bunlar olurken ülkemin ve dünyanın bombok gündeminde nefes almaya çalışmak, hem olanlara tepki göstermek hem de akıl ve kalp sağlığını korumak zor oluyor maalesef. Sonuçta, zifiri karanlık bir ormanda, zift gibi bir bataklığın içinde çırpınıp duruyorum, olduğum yer burası işte.
Bu blogtaki yazılarımı çok uzatmamaya özen gösteriyorum. Kısaca bunca zamanki sessizliğimi sizlere özetlemek istedim. Artık daha çok buraya gelip içimi dökmek, gelişim ve yolculuğum boyunca edindiklerimi burada paylaşmak istiyorum. Umarım başarabilirim.
Not: Bu arada Creativege gibi bir takım kişisel markalarımı kapatalı çok olmuş, onlardan da hiç bahsetmedim. Belki sonraki yazının konusu bu olur.
Görüşmek üzere.
Erhan
Yorumlar
Yorum Gönder